Artık beklentilerin hayal kırıklığı oluşturduğunu bilerek, hiçbirşey beklemeden gireceğim yeni yıla..
Hep hayat ne getirirse kabullenmiş, fazlasını istememiş biri olarak, artık kendimi hayatın akışına bırakmaktan ziyade kontrolü elime alacağım..
Yapamayacağımı bildiğim uzun uzun listeler yapmaktansa, bir madde koyup aksiyon alacağım..
Yeni yılda " ben" i keşfedeip "kendim" olacağım.
Mavi'me kaliteli, huzurlu bir gelecek sağlamak için daha çok çalışacağım.
Anne olacağım.
Ben olacağım.
Beklentilerin altında ezilmeden, hayatın rüzgarına savrulup kayboladan yolumda ilerleyeceğim.
Herkesin kendi için dileklerinin kabul olduğu bir yıl dilerim.
Sevgiler,
Idil.
Bildiğiniz gibi.. O gerçek bir Leydi.. Yeşil kasları olmayan minik bir Hulk, kahve bagımlısı.. Yazar, çizer, çeker.. Evli, mutlu, pek yakında da çocuklu ;)
anne etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
anne etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
31 Aralık 2014 Çarşamba
YENİ BİR YIL DAHA!
14 Temmuz 2014 Pazartesi
Okuma(ma) Gunlugu!
Bazi kadinlar var yaptiklari seyler cok kolaymis gibi gorunur.. 3 cocuklu.. Blog yazan.. Bi yandan freelance bi isin ucundan tutan.. Evde kitap okuyup ayaklarini uzatabilen ve ustune saci basi tirnaklari daima bakimli olan.. Yok.. Ben onlardan degilim sanirim.. Benim yaptigim isler bana zor geliyor.. Ya da yapamadiklarim :) üç aylık bir bebek annesi olarak bazen duş almanın bile lüks sayıldığı günlerim oluyor.. Değil saçım başım tırnaklarım yapılı ayaklarımı uzatıp kahve içerken kitap okumak.. Yani siz de benim gibiysenix yani bütün karpuzlar bir arada taşınmıyorsa moral için buyrun yanıma..
Güç, zenginlik ve yoksulluğun kökenleri.
"Tarih, kaderden ibaret değildir!"
Ulusların Düşüşü, tarih boyunca ulusların, özellikle de birbirine benzeyen ulusların ekonomik ve politik gelişmeleri arasında neden büyük farklılıklar olduğuna dair bir tartışma yürütüyor. Yazarlar kısaca "Neden bazı ülkeler zenginken bazıları yoksuldur?" şeklinde bir soru ortaya atıp, köleci toplumlar, feodalizm, sömürgecilik, kapitalizm ve sosyalizm uygulamaları arasında ilginç ve çok öğretici bir yolculuğa çıkıyorlar.
Sömürgeler, koloniler, devrimler ve kurtuluş hareketlerinin gölgesi, günümüze nasıl düşüyor...
Sanayi Devrimi, neden Moldovya'da değil de İngiltere'de başladı...
Kara Ölüm denilen Veba, kralları, lordları, serfleri nasıl etkiledi...
Toplumların elitleri ile en alttakiler arasında değişen ve değişmeyen ilişki biçimleri hangileridir...
Ulusların Düşüşü, dünyaya bakışınızı ve kavrayışınızı değiştirecek.
(Tanıtım Bülteninden) " kitabı hamilelik döneminde elime almıştım.. Beyindeki fosforun yarısı bebeğe gittiği için bana o dönem ağır gelmişti.. Ancak kitap çok alıcı ve ilgi çekici bir dille meramını anlatıyor.. Lohusalığın da beynime olan etkileri gittikten sonra okumak için can atarak baş ucumda beklettiklerimden biri..
Mesela hamilelikte dahi bol kitap okumaya çalışıp beceremeyen doğumdan sonraysa yine aynı zorluğu yaşayan ben.. Bakalım neleri okumuşum neleri okuyamamışım..
Son zamanlarda ülkemizin durumunu düşünürsek ( maalesef :( ) aslında hepimizin okuması anlaması gereken kitaplardan bir tanesi Ulusların düşüşü.. Kitabın kendi değimiyle
"
Güç, zenginlik ve yoksulluğun kökenleri.
"Tarih, kaderden ibaret değildir!"
Ulusların Düşüşü, tarih boyunca ulusların, özellikle de birbirine benzeyen ulusların ekonomik ve politik gelişmeleri arasında neden büyük farklılıklar olduğuna dair bir tartışma yürütüyor. Yazarlar kısaca "Neden bazı ülkeler zenginken bazıları yoksuldur?" şeklinde bir soru ortaya atıp, köleci toplumlar, feodalizm, sömürgecilik, kapitalizm ve sosyalizm uygulamaları arasında ilginç ve çok öğretici bir yolculuğa çıkıyorlar.
Sömürgeler, koloniler, devrimler ve kurtuluş hareketlerinin gölgesi, günümüze nasıl düşüyor...
Sanayi Devrimi, neden Moldovya'da değil de İngiltere'de başladı...
Kara Ölüm denilen Veba, kralları, lordları, serfleri nasıl etkiledi...
Toplumların elitleri ile en alttakiler arasında değişen ve değişmeyen ilişki biçimleri hangileridir...
Ulusların Düşüşü, dünyaya bakışınızı ve kavrayışınızı değiştirecek.
(Tanıtım Bülteninden) " kitabı hamilelik döneminde elime almıştım.. Beyindeki fosforun yarısı bebeğe gittiği için bana o dönem ağır gelmişti.. Ancak kitap çok alıcı ve ilgi çekici bir dille meramını anlatıyor.. Lohusalığın da beynime olan etkileri gittikten sonra okumak için can atarak baş ucumda beklettiklerimden biri..
Gelelim ikinci kitabıma ( haha sanki ben kitap yazmışım gibi oldu, bir gün işalla :) )
Bebeğimi beklerken..
Tam bir hamile ve yeni anne kitabı.. Okudum, okuyorum ve arada da sürekli baş vurduğum bir kaynak.. Beneğiniz ve gelişimiyle ilgili merak ettiğiniz birşeye forumlardaki yüzlerce fikirle kirlenmiş yerlerden değil de birkaç yazılı kaynaktan bakmak en iyisi gibime geliyor.. Baş ucunuzda dursun..
3. Allah ile aldatmak..
Sanırım hamileliğim boyunca çalkonalı geçen ülke siyaseti benim de siyasete ve dine olan ilgimi arttırdı.. Allah ile aldatmak gerçek müslümanlıktan daha doğrusu sahte müslümanlıktan bahsediyor.. Kur'an'ın Allah ile aldatılmayın uyarısına rağmen.. Müslümanlığına düşkün olan milletimizin nasıl aldatıldığımı gözler önüne seriyor.. Tabii gören gözlerle.. Yine bulunduğum dönem için ağır gelsede baş ucumda tutup arada açarak hatırlıyorum..
Gelelim bu dönemde en kolay okudugum kitaba..
4. Küçük bir kış masalı..
Maeve Binchy her zaman çok kolay ve keyifle okunanlar arasındadır benim için.. Bu son kitabıyla da durum değişmedi.. Henüz bitirmedim... Ama rahatlıkla ve severek okuyorum.. Aklımda bir film karesi gibi canlanıyor karakterler..
Ve son olarak yeni gözdem 5. Yoga
Bu kitap bana Yoga'ya ilgi duydugumu bilen bir arkadaşımdan hediye.. Yoganın tarihi felsefesi, çeşitleri ve duruşlarını anlatıyor.. Kısa sürede okudum.. Sıra pozisyonları çalışmakta.. Tabii fırsat bulabilirsem..
Şimdilik başucumdakiler bunlar .. Yenilerine fırsat buldukça yazıcam..
Mavi de ben de öpüyoruz..
Xo
P.s. Son görsel bana ait diğerleri google'dan.
11 Mart 2014 Salı
Bugün..
Bir annenin daha canı yandı.. Bugün 15 yaşında bir anasının kuzusunu daha toprağa veriyoruz.. Bu ecel değil.. Bu kader değil.. Buna inanmamı kimse beklemesin..
Bir çocuğun can güvenliğini sağlamakla yükümlüyken o çocuğun canına kast edilen bir ülkede yaşıyoruz.. Ve benim karnımda minnacık bir can var.. Daha kucağıma almadan o kadar büyük ki onu kaybetme korkusu.. Bu korkunun bile acısı o kadar yakıyor ki canımı.. Gerçekleşmesin.. Asla.. Hiç bir annenin hiç bir babanın kuzusuna bir zarar gelmesin..
Ona hamileyken en kötü mide yanmaları, gaz sancıları, bel ağrıları, mide bulantılarıyla aslanlar gibi savaşan anne.. Onu dünyaya getirdikten sonra onu büyütmek için canımdan can veren annenin elinden yavrusunu almaya kimin hakkı var..
Bu annenin feryadında yüreği sızlamayan, gözünden bir damla yaş düşmeyenin ne Allah inancına inanırım, ne insan sevgisine..
Bu ülkenin sokaklarına neye güvenip kime güvenip de salacağız çocuklarımızı.. Nasıl işlediniz bu korkuyu içimize!
Neye çevirdiniz güzel ülkemi.. Nasıl aldınız insanların akıl sağlığını, ruh sağlığnı, can sağlığını ellerinden..
Bugün artık bu kaybolup giden son can olsun.. Kalplere dokunan son sızı olsun.. Bizi uyandıran, kendimize getiren ve artık korkmadan dimdik kendimiz için, doğmuş doğacak tüm ana kuzuları için birşeyler yapacağımız gün olsun..
Bugün artık "bu" son bulsun..
Berkin Elvan, ruhun şad olsun çocuk..
...
15 Kasım 2013 Cuma
Bilin Bakalım! / Guess What! :o)
İşte beklenen an, instagramdan bemi takip edenler ( @beautifulmesss) çok daha önce aldilar bu guzel haberi. Sizlere biraz daha heyecan yarattim :))) benim gibi sabirsiz olanlar var ise hemen beni ekleyebilirler :))
Evet! It's a girl.
Yaklasik 4,5 ay sonra aramiza bir cimcime daha katilacak, insallah :)
Anne olan, olacak herkes bilir.. Bu isin cinsiyeti yok.. Dokuz ay icinizde besleyip buyuttugunuz canli sizin gozunuzde dunyanin en kiymetli varligi.. O ne kiz ne de oglan.. O can :)
Ama hep derler ya anneler bilirler! Bana o kadar senin oglun olacak diyenlere hep "belki erkek gibi bir kiz dogururum" diye yanit verdim.. Icimden kalbimden hep kiz geciyordu.. Ye tatliyi dogur hakki'yi sozunu de burada yalanlamis oluyoruz cunku yedigim tatlinin hesabini artik tutamaz hale geldim :) gerci hala bir cok oglu olan arkadasim bana da ilk kiz demislerdi dese bile biz su an kizimiz olacagina bayaa kanalize durumdayiz.. Ama soyle yakisikli bir delikanli geliyorum derse ona da hayir diyemem dogrusu.. Saglikla gelsin.. Kucagima alip kokusunu duyayim.. Gerisi umrumda degil! :)
Ama iste it's a girl!
Bir onceki postu okuyanlar bilirler.. Bu ayki hedeflerden biri de baby girl'e isim bulmak! Ne kadar zormus ama!!! Degisik bisiy olsun diye dusunurken butun degisik isimlerin artik cok yaygin ve populer hale geldigini gormek de bir ayri ilginc.. Dur bakalim.. Aklimda bir iki supriz isim var.. Bu arada bebisimizin en favori teyzesi olmaya aday sacakli blogunun sahibi arkadasima da bu gorevi paslamis olabilirim.. Sagolsun kendisi iyi bir okur ve iyi bir sinema izleyicisi.. Bu kanallardan da guzel isimler cikacagini dusunuyoruz! Cok yakinda sizlerle de isim seceneklerimizi paylasacagim.. Ama sizlerden de gelecek isim onerilerine kapilarimiz sonuna kadar acik! Kizim ve ben yorumlarinizi heyecanla bekliyoruz! ;)
About finding name for the little one! Is a very hard work!:) i may have my friends help me! And you as well. So if you know cool names which could be suitable for my cool little lady, please leave a comment for us. My girl and i would be very happy to hear your toughts!
See ya!
Xo
28 Eylül 2013 Cumartesi
A quick word!
Diyorlar insanlar ama sen inanmiyorsun, yasamak lazim.. Bebek kismetiyle gelir dediler, vallahi dogru cikti. Annen gunde bin defa arar sana gore gerek yoktur, iyisindir cunku ne var bu kadar merak edecek? Ama onun akli cikar her saniye sana bisi olacak diye.. Benim kalbim yerinde durmuyor ufacik fasulyeme bisi olacak diye..Dunyanin en guzel duygusudur ama sen daha gencligimi yasamadim dersin.. Ve aslinda hakikaten oyledir.. Dunyanin en guzel duygusudur hakikaten de.
Gel bebek, hos gel! :)
Anne,
Xo
Etiketler:
anne,
anne olmak,
baby,
bebek,
bloggeranne,
Hamilelik,
pregnancy
25 Eylül 2013 Çarşamba
Annelik!
Biliyorum, 10 haftalık bir hamile nasıl olur da annelik'den dem vurup da bisiyler anlatabilir diyeceksiniz. Ben de size annelik oyle bir sey ki icinizde bir canlinin varligini bildiginiz ilk anda baslar diyecegim bunu sadece anne adaylarinin ve annelerin anlayacagini bilerek.
Pazar gunu, kasiklarimda olusan bi agri ve internetteki bilgi kirliliginden dolayi acil servis doktora telefonlar ve pazartesi gunku doktor randevusuna kadar yasadigimiz sıkıntıyı / uzuntuyu kelimelere dokmek mumkun degil.
Tum bu endise heyecan bir yana.. Bebeginizin rahminizde olustugunu bildiginiz ilk andan itibaren kendiniz icin yaptiginiz en dogal ihtiyaclariniz bile bir anda sizin icin olmaktan cikip bebeginiz icin olmaya basliyor. Yemekleri onun icin yiyiyor, her seyi daha ozenli seciyor yikiyor ve daha saglikli beslenmek icin midenizi bulandirsa bile ne varsa yiyorsunuz. Uykulariniz bile o buyusun diye.. Su! Gunde uc bardak su icen ben gunde uc litre suyla kendimi/ sinirlarimi zorluyorum..
Her hasta oldugumda kusmaktan nefret ettigim icin kendimi tutup kivrim kivrim kivranan ben, simdi her mide bulantisini bebegimin icimde buyudugune dair bir isaret olarak alip seviniyorum!:)
En insani ihtiyaclarinizi onun icin erteleyebiliyor veya onun da ihtiyaci var diye kat be kat arttirabiliyorsunuz.. Anne oldugunuzda artik kendinizin disinda bir "self" daha yaratiliyor sizden.. Bir bebekle birlikte bir "anne" de doguyor.. Bebegim kendi kendine cikip gelmeseydi eger-sanirim- ben asla "tamam, anne olmaya hazirim" diyemeyecektim. Ama simdi onun varligini bildikce, kalp atislarini duydukca icimdeki o his dunyadaki en iyi annenin ben olacagimi soyluyor!
O kadar hazirim ki onun varligina.. O iyi ki geldi.. Kucagima almak, koklamak, suslu puslu/ yakisikli giydirmek, gulusunu gormek, elini ayaklarini oksamak icin deliriyorum..
Saglikla guzel bir hamilelik diliyorum tum anne adaylarina! Ki onlar mideleri her bulandiginda mutlu olan tek varliklar!
Mutlu kalin ve beni bir sure daha boyle duygusal idare edin artik ;)) e ana yuregi ne de olsa ;))
Idil.
Bizim evde manzaa bir sure bu ;)
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)