24 Ekim 2013 Perşembe

Sagim solum sobe! / hide and seek!

Gozlerimiz kapali cogu zaman.. Gercekten.. Biz acik zannetsek de goz bebeklerimizden isik suzulse ve karsimizdaki nesnelere carpmadan ( cogu zaman! ) yuruyebilsek de bu gozlerimizin acik oldugu anlamina gelmiyor..

Ise giderken her gun gectiginiz yoldan bugun bakarak gecin.. Gozlerinizi acarak.. Saginizda solunuzda ne var, kim var?..  Bunu fark ederek.. Neler goreceksiniz.. Ne guzellikler! Ne trajediler, ne komiklikler.. Hayata dair hersey!

Oyle hizli akip geciyor ki hayat, biz icinde sadece bir saga bir sola kosusturup duruyoruz.. Durmak yok!

Ben bir aydir her oglen bahcesinde turladigim yerin guzel ciceklerini bugun gordum.. 

Sabah ise gelirken gazete dagitan motosikletliyi.. Benden bile! Erken kalkip dukkanini coktan acmis, kapisinin onunu supuren kirtasiyeciyi, apartmandan copleri cikaran kapiciyi ve kokay gelsin demeyi ihmal etmemem gereken yerleri silen belediye gorevlisini.. Ve servis bekledigim durakta hergun deli gibi birbirleriyle oynayin uc kopegi.. Sanki dunyada bir tek onlar varmis, hic dert tasa yokmus gibi oynuyorlar her sabah.. 

Hadi siz de acin gozunu de hersey sakladiginiz yerden ciksin..

Goz banyosu icin ogle arasinda iphone'la cektigim iki guzel an'i da paylasmak isterim..

Ben gozlerimi actim artik darisi basiniza..;)

Idil. Xo




We walk around with our eyes closed, believe me. Even tho we like to think the otherwise, even tho we are able to walk without crushing into anything, this does not mean that our eyes are open. 

Today or anyother day ( on your way to work maybe) look around and see.. Don't you just rush it.. Realise whats around you. You will see lots of joy, beautiful things even tragedies maybe.. Anything belongs to life!

Time/ life is running so fast. That is why we keep running all over the place.

I just realise (after agreat time of working at the place) how beautifull our company's garden. How beautiful flowers we have.

In the morning, I realise the man who opens his shop even before i wake up, the man who delivers the paper to tour door. And the three lovely dog who play like five years old kids( maube they are, who knows!) 

Come on. You open your eyes and let things go out from where they have been hiding from your eyes..

I opened mine.

So i wish for you the same.

Enjoy the pic.s from the garden ;)

Idil.xo

19 Ekim 2013 Cumartesi

Yenilik iyidir.. Change is good, right?

Son zamanlarda hayatimda bircok yenilik oldu.. Buna blog tasarimimi da eklemek istedim. Hem sonbaharin gelisi, hem yeniliklerin yeni yeniliklere olan ihtiyacindan, sabahtan beri kurcukluyorum blogu.. 

Ve artik ingilizcemin yettigi kadar yazdiklarimi ingilizce de tekrarliyor olacagim ki bir cok insana ulasabileyim :) 

Hadi birlikte bir kahve icip yolculuga cikalim..

Fikirleriniz degerli.. Ne dersiniz nasil olmus?..

xo

There has been so many big changes in my life.. And i wanted to change my blog design too. It's because Autumn has come and changes needs more change! So that i have been fixing up some new changes on the blog..

Hope you like it.. Your opinion is important so if you like to share what you think, i will be greatfull..
And yes one of the changes as youu se from now on i will be writing in english too ;))

So let's have a cup of coffee and take a trip together..

See u soon! ;)

Idil, xo

Memleket..

Haziran'dan beri Turk insaninin uyanisiyla calkalaniyor ulkemiz. Insanlarimiz uyandikca daha da fena seyler yapiliyor ulkemize. Ses ciktikca daha da bastiriyorlar. Demokrasi kelimesinin altina oyle yeni anlamlar yukluyorlar ki en demokrat insan bile supheye dusuyor kendinden bu muydu benim inandigim savundugum yillarca diye.. Okuma haklarimizdan, sokakta yurume hakkimiza yememize icmemize dahi mudahale akilalmaz boyutlara gidiyor.. Oyle tatli tatli yavas yavas gostere gostere oluyor ki bu degisim.. Bir trafik kazasinin yavas cekim gosterimi gibi izliyoruz.. Hatta arabanin icindeyiz ve bagira bagira oluyoruz.. Bagira bagira aliniyor yasama hakkimiz elimizden.. Abartmiyorum. Hazirandan bu yana bu konuyla ilgili hic bir sey yazmadim bloga.. Facebook, instagram ve twitterdan yazdim dusuncelerimi.. Insan haklari orgutune dahi tweet attim.. Gelen cevaplar ilgilendikleri yonundeydi.. Ama ne oldu ne bitti?.. Netice yok.. Olan tek sey bizim yetisen yeni neslimizin "bagzi" beyinlerin ideolojlerine gore yetistirilmek istemesi.. Turkiye'nin sen ben o diyerek bolunmeye calisilmasi ve varligimizin Turk varligina armagan edilmesinin bir kesimi rahatsiz etmesi. Halbuki hepimiz Turk'uz. Ve ne mutluyuz bir bilse.. Insana saldirmanin, can almanin muslumanlik sayildigi, devletin temsilcisi olmanin halki unutmak oldugu.. Uc kursluk su faturalarinin tomalardan cikan sulari ve basimizdakilerin masraflarini odemek icin 60 TL'lere firladigi gunlerdeyiz.. Herseye bir kilif bulundugu..

Haziran'in ilk gunlerinin ilk isiklariyla uyandi Turkiye demistim bu asagidaki fotografi paylasip.. O kadar sevinmistim o kadar gurur duymustum ki Turk'lugumle., bu vatan topraklarinda yasamakla.. Ama ilerleyen gunler.. Oyle korkuttu ki beni. Kendi ulkemde, sokaklarda guvenle yuruyemeyecek, kendi polisimin tecavuzune ugrayabilecek, 15 yasinda evlendirilebilecek ve hakkim icin konustugumda yuzume gozume gaz, cop yiyerek, palayla kendi insanim tarafindan oldurulebilecek olmak.. Beni cok ama cok korkuttu.. Hala da korkutuyor.

Dun yine ODTU'ye bayram gunu, gece yarisi yapilan "cikartma" ne kadar hainlestigimizin bir baska kaniti..

O kadar cok soylenecek sey var ki darmadaginik oluyor kelimelere dokmeye calisirken dusunceler..

Ama yazik.. Kullerinden dogmus bir memlekette.. Yillar oncesinin yoneticileri fransizca ingilizce konusup, moda elcisi gibi sik ve modern giyinirken, bizim basimizdaki insanlarin tek yetkinliginin tweeterdan laf yetistirebilmek olmasi ve Turkcemizi kullanmaktan aciz olmalari, halklarini butunlestirmekten ziyade parcalamaya calismalari, memleketi parca parca satmalari.. Yazik..

Ama "benim hala umudum var". Guzel gunler gelecek.. Anladim ki benim insanim yanmadan, kul olmadan yeniden dogamiyor.. Az yanmadi canimiz bu sene.. Daha ne kadar kaldi bilmiyorum ama yakindir, Turkiye Cumhuriyeti kullerinden yeniden dogacak ve biz insan gibi yasamaya devam edecegiz.

Bir anne adayi olarak da ayri korkuyorum bu kargasanin icine bir can daha getirmekten, ama biliyorum ki bu can beni guclu kilacak ve ulkesi icin sadece birkac satir yazmaktan daha fazlasini yapacak... Benim umudum bu..

Hersey guzel olacak..





18 Ekim 2013 Cuma

Bir sey yap! Do something!

Bugun, kendiniz icin guzel bir sey yapin.  Icinizi enerjiyle, kahkahayla, aşk'la, keyifle dolduracak bir film izleyin! Film bittiginde jenerigiyle dans edin.. Tadini cikarin.. Iyi gelecek.. Oh! Sarap icmeyi de unutmayin tabii! ;)

Today, do something good for your self! Watch a movie which could fill you with energy, laugh, love and joy! And dance at the end of the movie with its soundtrack..  Just embrace it. It will make you feel good. Oh! And don't forget the wine! ;)


28 Eylül 2013 Cumartesi

A quick word!

Diyorlar insanlar ama sen inanmiyorsun, yasamak lazim.. Bebek kismetiyle gelir dediler, vallahi dogru cikti. Annen gunde bin defa arar sana gore gerek yoktur, iyisindir cunku ne var bu kadar merak edecek? Ama onun akli cikar her saniye sana bisi olacak diye.. Benim kalbim yerinde durmuyor ufacik fasulyeme bisi olacak diye..Dunyanin en guzel duygusudur ama sen daha gencligimi yasamadim dersin.. Ve aslinda hakikaten oyledir.. Dunyanin en guzel duygusudur hakikaten de. 


Gel bebek, hos gel! :)


Anne,

Xo


25 Eylül 2013 Çarşamba

Annelik!

Biliyorum, 10 haftalık bir hamile nasıl olur da annelik'den dem vurup da bisiyler anlatabilir diyeceksiniz. Ben de size annelik oyle bir sey ki icinizde bir canlinin varligini bildiginiz ilk anda baslar diyecegim bunu sadece anne adaylarinin ve annelerin anlayacagini bilerek.

Pazar gunu, kasiklarimda olusan bi agri ve internetteki bilgi kirliliginden dolayi acil servis doktora telefonlar ve pazartesi gunku doktor randevusuna kadar yasadigimiz sıkıntıyı / uzuntuyu kelimelere dokmek mumkun degil.

Tum bu endise heyecan bir yana.. Bebeginizin rahminizde olustugunu bildiginiz ilk andan itibaren kendiniz icin yaptiginiz en dogal ihtiyaclariniz bile bir anda sizin icin olmaktan cikip bebeginiz icin olmaya basliyor. Yemekleri onun icin yiyiyor, her seyi daha ozenli seciyor yikiyor ve daha saglikli beslenmek icin midenizi bulandirsa bile ne varsa yiyorsunuz. Uykulariniz bile o buyusun diye.. Su! Gunde uc bardak su icen ben gunde uc litre suyla kendimi/ sinirlarimi zorluyorum..
Her hasta oldugumda kusmaktan nefret ettigim icin kendimi tutup kivrim kivrim kivranan ben, simdi her mide bulantisini bebegimin icimde buyudugune dair bir isaret olarak alip seviniyorum!:)

En insani ihtiyaclarinizi onun icin erteleyebiliyor veya onun da ihtiyaci var diye kat be kat arttirabiliyorsunuz.. Anne oldugunuzda artik kendinizin disinda bir "self" daha yaratiliyor sizden.. Bir bebekle birlikte bir "anne" de doguyor..  Bebegim kendi kendine cikip gelmeseydi eger-sanirim- ben asla "tamam, anne olmaya hazirim" diyemeyecektim. Ama simdi onun varligini bildikce, kalp atislarini duydukca icimdeki o his dunyadaki en iyi annenin ben olacagimi soyluyor! 

O kadar hazirim ki onun varligina.. O iyi ki geldi.. Kucagima almak, koklamak, suslu puslu/ yakisikli giydirmek, gulusunu gormek, elini ayaklarini oksamak icin deliriyorum..

Saglikla guzel bir hamilelik diliyorum tum anne adaylarina! Ki onlar mideleri her bulandiginda mutlu olan tek varliklar! 

Mutlu kalin ve beni bir sure daha boyle duygusal idare edin artik ;)) e ana yuregi ne de olsa ;))

Idil.


Bizim evde manzaa bir sure bu ;) 

15 Eylül 2013 Pazar

Biggest News Ever!

Bir onceki postun basligini hatirlayanlar ve  altina sevgili +kavunluvotka.com  'un yorumuna benim verdigim cevabi gorenler bu buyuk haberin bir bebek haberi olmadigi konusunda cok netiz diye bilirler! Cunku ben de oyleydim :)

O postu yazarken aklimda sadece is vardi.. Ben 7 yillik kesintisiz calistiktan sonra ozellikle 6 ay once ayrildigim kuruma hala asikken :) bu alti aydir calistigim ( evet daha iyi bir pozisyon ugruna bazen insan kariyerinde yanlis tercihler yapabiliryor! Ugh!) ama Hayat'in oyle mysterious bir plani var ki bizim icin.. Bazen hata sandigimiz seyleri  aslinda yasantimizin taslarinin yerine oturmasi icin bir firsattan ibaret oldugunu goruyoruz! 

Benim icin de oyle oldu.. Bir turlu kanimin uyusmadigi sirket politikalariyla, duzensiz bir ofiste vb. bir kac nedenden dolayi isten ayrilma karari verdim! Is bulmadan is birakmak donemimizde bayaa cesur sayilabilecek bir hareket bence :) Bunu bir IK'ci olarak soyluyorum, so trust me on that ;)

Ama her sabah gideceginiz yeri sevmediginiz icin yataktan kalkmamin iskenceye donustugu, gunun nerdeyse tum vaktini gecirdiginiz isin artik size anlamsiz gelmesi ve fark yaratamadiginizi  (kisitlandiginizi ) dusundugunuz bir ise gitmenin gercekten hicbir anlami yok. Siz bir şey katamazsanız size bir şey katmaz..

Benden daha fazla sey almadan ve meslegimden tamamen sogumadan ben de isi gucu biraktim. Yillardir yapamadigim tatili guzelce yapar, sarj olur ve yine sevecegim bir marka altinda guzel bir is bulurum diyordum! Ki hayat gizemini ortaya doktu!!

Esimin ve benim yillardir istedigimiz ancak bir turlu tam "haziriz" demeyi beceremedigimiz sey oldu. Karnimda ufacik bir can olustu!:)) ufakligin soyle dusundugunu tahmin ediyorum "sevgili annecim, babacim size kalirsa ben hiicccc gelemeyecegim o yuzden hadi bakalim, siz söyle kenardan izleyedurun. Ben geliyorum!" Akıllı bir ufaklığın bizi beklediğini söylemek mümkün ;)

Böylelikle gerçekten istediğim, yani günün birinde bir çocuğum olacaksa hem hamileliğimin tadını hem de bebeğimin ilk zamanlarının tadını doya doya çıkarmak konusu, hayatın kendi kurduğu plan ve benim onun akışına ayak uydurmam sayesinde oluverdi.. Eşim mi? O zaten 13 yıl önce tanıştğımız gün evlenmek :) Ve 4 yıl önce evlendiğimiz ilk günden beri çocuk yapmak istediği için sanırım "evren'e" gönderilen mesajda onun payı büyük! Şimdiyse işten arda kalan zamanlarda hamilelik ve bebek bakım kitapları okuyarak geçiriyor :) İyi bir anne olacak ;) Pardon, baba!! ;)

Böylelikle herşey sağlıkla ve yolunda giderse Nisan ayında ailemiz büyüyecek.. Aşk üstüne kurulan bu güzel yuvaya bir de aşk çocuğu eklenecek...

Bazen gerçekten de hayat sizi istediğiniz herşeyi sunar.. Sizin yapmanız gereken tek şey ritmi hissetmek ve sahip olduklarınıza şükretmektir..

Bu satırları 9 haftalık hamile bir kadının yazdığını ve hormonlar! sebebiyle birazcık fazla duygusallık içerebileceği konusunda sizi baştan mı uyarsaydım ;))

En azından şunu yapabilirim.. Bundan sonra bu blogda okuyacaklarınız birazcık pregnancy journey e dönüşebilir.. Ama keyfinden hiçbirşey eksilmeden.. Aksine +1 kat daha tatlılıkla..

Hadi bakalım.. Her zaman olduğu gibi, çocuk yapın demiyorum ama kendinizi bir defaya mahsus hayatın kollarına bırakın.. Bir kez olsun, planlardan, koşuşturmacalardan ve hesap- kitaptan uzak.. Yaşayın.

Me and the Baby.
xo